Kalbim sende kaldı, kır gitsin...

15 Ağustos 2008 Cuma

...Yalnızlık...

.
Düşler Yorgunu
.
Düşün ki, sevdiklerinden, doğup büyüdüğün topraklardan,
çocukluğuna ait düşlerden çok uzaklarda bir yerdesin.
Her güneş doğuşunda yeni bir güne başlarsın,
biraz olsun unutursun uzaklığını..
Sonra akşam olur..
Yorgun ve yıkık sokak lambalarının altından geçerek
yalnızlığının ikametine gidersin..
Dört duvar kapanır üzerine..
Konuşursun,anlatırsın, anlattıkça ağlarsın kendine..
bağırırsın ama öyle sessizdir ki çığlıklarn,
yitip gider yankıların duvarlarda..
ne seni soran olur ne sesini duyan..
Naralar atar ve eyyy diye bağrırsın..
sonrasında "heyyyyy kimse yok mu?" diye bağırışların sürer..
yoktur kimse..
En çok olmasını istediğinde senden çok uzaktadır
ve belki başka bir sevdaya yelken açmıştır..
Kıvrılırsın ve yüreğinin içinde büzülürsün..
kıvranırsın.. kanarsın..
Geldiğin yerler gelip çakılır usuna..
Düşünürsün hep yaptığın gibi ama bu sefer düşündükçe üzülürsün..
Her üzüntünde ise yine düşünürsün..
Acılar ki, zemheri kadar karlı, uzak bir yol gibi uzun.
Kimseler görmesin diye gözlerinde sel sel taşan yalnızlığı,
kimseler duymasın yüreğinin çığlıkların
ışık sızmayan bir bodrumun karanlığına gömersin sesini.
Ey der susarsın, hey der susarsın, ah der susarsın..
Off çığlıkların yankılanır susarsın.
Unutur yollar seni, unutur güvercinin...
Bir dost ararsın, elini uzatırsın elin havada kalır...
bir elini tutan diğer elindir..
Sıcak bir tenin yoksulluğunda gözlerin tavanda,
sözlerin ise ağzında çaresiz kalır...
uzun ince bir ah gibi, bir sızı gelip saplanır kalbinin
tam orta yerine..
Kendine en acımasız hançerleri batırır batırır çıkarırsın..
ne kadar sevgi varsa kanar içinde işte o zaman,
ne kadar özlem varsa yanar...
Oturup ağlamak istersin şöyle doya doya
ama akmaz bir damla yaş gözlerinden...
Yüreğin ağlamayı bırakmak istemez ve gözpınarların kurur..
Gözyaşların gözlerine ait değildir..
yüreğinin ağladığını hissedersin,
yüreğin ağladıkça içine gömdüklerin de ağlar..
Ömrünce hep kırılırsın, kanarsın..
durduramazsın kanamayı..
Kırgın, kızgın, yorgun, bir o kadar da yaralısın, bilirsin...
Hayat..Hayatım dersin..
anlatamazsın derdini kimselere,
hep içine atarsın.
Acıların dehşetli dalgalarında yolunu yitirmiş bir gemi gibi
kalakalırsın tanımadığın denizlerin ortasında..
şaşkın, bitkin, bir o kadar da yorgun ve çaresiz...
Oysa daha dün maviokyanusun üzerinde gezen martıların sessizliğinde huzur bulmuştum dersin..
Unutursun içindeki ışıkların renklerini..
Beyaz dedikçe bütün renkler siyaha çalmıştır..
Dalgın dalgın bakarsın sulara, umut yaralı bir kuş olmuş,
uçmuş elinden..
Ayrılık sözleri su olup sızı sızı akar dilinde,
içindeki bütün pınarlar kanamaya başlamıştır...
Kar yangını bir gecedir zaman artık kahrolası ıssız sokaklarda...
Akşam şehre her gelişinde, hüzünle gelir..
Alışmışsındır ama akşamlar acılarını alıp gitmez
ve kanadı kırılmış yavru bir kuş gibi sığınacak bir dal ararsın..
Sessizce solarsın bir hazan yaprağı gibi.
Önünden çocukluğun geçer..
Sonra ilk gençliğin..
Gömülürsün karanlığın en derin dehlizlerine..
Hüzün kokar rıhtımlar, yalnızlık dalga dalga vurur koynuna..
Yalnızlığın ölüm kokar..
Daralırsın, çıkıp bir dağ başına
haykırmak geçer içindeki ateşi yankılı kayalara..
koşarsın doruklara..
ayakların kırık, dikenler acımasız, yüreğin kan revan..
hüznün yırtık gömlek gibi durur sırtında,
kırılgan bakışlarından hüzün sızar aynalara her gece..
ne kimselere anlatacak bir öykün var mutlulukla başlayan,
ne de bir sevinç gözlerinde bahar yeşili umutlar taşıyan.
Suların ötesinde bir çiçek büker boynunu her akşam.
Mutsuz, avuntusuz ve suskun..
Adsız bir çiçek..
Haykırır, susarsın..
Sustukça yürürsün yüreğinin yollarına sererek hıçkırıklarını..
yağmur gibi tomurcuklara yağar gözyaşların.
İçindeki kör karanlık patikalarda yolunu bulmaya çalışırsın
ama nafile,
kaderindeki hoyrat rüzgârlar bir yandan bir yana savurur incinen ince ruhundaki incinmişlikleri...
"Ey gecelerinde kahrolduğum hayat..
sokaklarında sırılsıklam ıslandığım şehir..
Artık sığmıyorum sana" dersin..
gökyüzünde katar katar turnalar göçüp gider sılana, turnalar gider sen kalırsın.
Uyku tutmaz geceleri, yitik düşlerinin gölgesine sığınırsın,
gölgeler gider sen kalırsın.
Bilirsin ki, göçmen kuşlar uçamaz kanatları kırıksa...
Hasretin ince bir yol gibi uzanır yangınlarına..
ardına saklanacak bir gölgen bile kalmaz..
sevinçler dağıtırken acılar toplayan bir çardak kuşusun şimdi..
ezilmiş gelinciklerin çığlığında gizlersin gözyaşının sesini..
kırların ürperişi gibi dökülür dudağında sözcükler..
hıçkırıklar boğazına tıkanıp kalır her defasında,
her defasında dudağında binlerce şiir kanar..
binlerce şiir yanar içinde her defasında...
Yalnızlığın acısını taa iliklerinde duyarak yürürsün ıslak caddelerde..
ne şarkıların, ne de şiirlerin bir tadı kalır dilinde.
Nefesin bir ateştir artık..
çöle döner yüreğin.
...bir yanın Leyla, kıyılarının bir yanı Mecnun...
.
.
Alıntı
.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

hayırlı akşamalr arkadaşım gene bakıyorum döktürmüşsünsün ne dir bukadar efkarın öfken umarımki inşalah bu sıkıntılı günlerde geçecektir seni tb ediyorum güzel yazı için sevgiylen kal