Kalbim sende kaldı, kır gitsin...

4 Haziran 2009 Perşembe

Başkentte Koltuk Meyhaneleri...

İşte böyle Salih
İşte böyle kardeşim
Akşamları olmaya görsün bir kez
Buğusu üstünde bir somun gibi
Gözümde tütmeye başlar
Bu dertli kentin en dertli yeriş
Koltuk meyhaneleri
Alışılmış bir düzendir bu, bozulmaz
Boşsa cebim
Daktilo kızlardan borç alıp'Derdalan' parasını
Herkesten önceben düşerim o yere
Oyerdeki köşeme
Yumulurum şişeme
Daha ilk kadehte bir sökündür başlar
Her günkü arkadaşlar
İşe küskün cebe dargın boy verirler şöyle bir bir
Dene en başta Mehmet İspir
Arkasından zavrak İsmail'le postacı Nedim
Derken efendim
Gözlerinde gülüşlerin en tatlısı
Koltuğunda ney Hey gidi dünya hey
Bu herkesin bildiği eski spiker Doğan Ülker
Bu yerlerde çürüttük Salih bu yerlerde
O güzelim gençliğin neyse bütün varını
Düşünmedim yarını
Düşünmedim karların böyle birden bire bastırıp
Birden bire yağacağını
Ve bu yerlerin bizi alın terimizi
Sağmal bir inek gibi sağacağını
Düşünmedim kardeşim, düşünmedim
Savrulan yapraklarıyla geliverdi güz
Çatladı nar örtük bütün kapılar
Dün yine aybaşı idi, olmaz olsun
Delik geniş yama dar
Gözlerimin önünden geçti bir bir
Asık suratlı alacaklılar
Uğrayamadım semtine kasapla manavın
Geçemedim dükkanı önünden bakkal Mustafa'nın
Suçlu bir insanmışım gibi gittim işime
Biliyorum Salih biliyorum
Küfretmişlerdir yine gelmişime geçmişime
Ne dersin ne söylersin
Bu ay da veremedim ev kirasını
Ve bu sabah tutuşturup bir kaç kuruşla yol parasını
'Seni annen istiyormuş' dedim El kızını sepetledim
Ben böyle olacak adam mıydım
Böyle olacak adam mı Salih
Ama neyleyim elimden tutmadı talih
İçsem şaraptan
İçmesem ıstıraptan
Sarhoşum Salih sarhoş

Rıza Polat Akkoyunlu

1 yorum:

Yaşam Tiyatrosu dedi ki...

Ne güzeldir masa sohbetleri. dertler hep aynıdır, saz aynı telden çalar hep.ama yine dinlenir kırmadan, dinlemediğini belli etmeden.Bulunmazsa cepte para, yine efkardan, geçilir kapının önünden belki bir dosta denk gelinir diye.

rahmetli şemsi yastıman derki:

birinci kadeh, vücuda yarar,

ikinci kadeh, makul karar.

üçüncü kadeh, kafayı sarar,

dördüncü kadeh, dimağı yorar...

beşinci kadeh, keseye zarar,

altıncı kadeh, hatır kırar,

yedinci kadeh, bela arar.

sekizinci kadeh, vurur kırar,

dokuzuncu kadeh, hakim hesap sorar..

bir kadehte sizin için, hepinize afiyet olsun.